Ticari kredi faizleri tarihi zirveye ulaştı
TCMB bilgilerinin mevcut olduğu son 10 yılı analiz ettiğimizde bu oranın zirvede olduğu görülüyor. 2012 yılında başlayan verilere göre son 10 yılın (27 Temmuz 2012 – 3 Kasım 2023) ortalaması yüzde 16,52, en düşük tarih ise 26 Nisan 2013, doğru okudunuz ise yüzde 5,92. Bugün ödenen faiz son 10 yılın ortalamasından 3,1 kat, en düşük oran olan yüzde 5,92’den ise 8,6 kat daha yüksek.
KREDİ TALEPLERİ AZALIYOR
Ekonomim gazetesinden Ferda Besli köşe yazısında; Faiz oranındaki artış kredi talebini önemli ölçüde azalttı ve kredi büyümesi yavaşlıyor. Kredi büyümesi Ekim’de yüzde 2,9 oldu ve Ekim TÜFE’si yüzde 3,43 ile karşılaştırıldığında reel olarak küçülüyor. Faizlerin zirve yaptığı 3 Kasım 2023 haftasında krediler yüzde 0,6 artarak 10 trilyon 995 milyar TL’ye ulaştı. Mevduat 13 trilyon 840 milyar TL olup, düşen kredi talebi nedeniyle 2017 yılında yüzde 121 ile zirve yapan Kredi/Mevduat*100 oranı da yüzde 79,4’e geriledi. Bankalar artık topladıkları mevduatı eskisi kadar krediye dönüştüremiyor. Bir yandan kredi talebi azalırken diğer yandan faizler artıyor ve sürdürülebilir olmuyor ve kredi faizleri düşecek.
Yüksek TL faizleri nedeniyle azalan döviz kredi talebinin yeniden arttığını görüyoruz. Şirketler yüzde 50 faizli TL yerine döviz kullanımını artırmaya başladı. Sene başında 131 milyar dolar olan toplam döviz kredisi 125 milyar dolara geriledi ancak 2023 Ekim ayında yeniden artış göstererek 126,9 milyar dolara ulaştı.
FAİZ İNDİRİMLERİ ZAMAN ALACAK
TL, dolar ve euro kredi faizleri 2024 yılının ilk yarısında da yüksek seyrini sürdürecek. Varsayımımız, 2024 yılının ikinci çeyreğinin özellikle Avrupa Birliği’nde faiz indirimlerinin konuşulacağı dönem olacağı yönünde. Ülkemizde 2024 yılı için hedef enflasyon yüzde 36, 2025 yılı için ise yüzde 15’tir. Hedef enflasyon rakamlarını dikkate alan TCMB, gelecek enflasyona baz olacak politika faiz oranını düşürmeye başlayacak.
Hesaplamalarımıza göre şirketler 2024 yılında döviz kredilerine ortalama yüzde 8 faizle 10 milyar dolar, TL kredilere 2,1 trilyon TL, YP krediler dahil 2,46 trilyon TL faiz ödeyecek. Faiz giderlerindeki bu artış, 2024 yılı için değerli bir gider kalemi olarak gelir tablolarına yansıyacaktır (benzer etkiyi 2023 yılının son çeyreğinde de hissedeceğiz). Yüzde 3 oranında düşen Faiz Giderleri/Satışlar oranı yeniden artarak yüzde 5’e ulaşacak. Öte yandan faiz karşılama oranı (Faaliyet Karı/Finansman Gideri) 2022’de 2,84’e yükseldi, 2024’te ise yeniden 1,5 seviyelerine ineceğini iddia ediyoruz.
FAİZLER YÜKSEK, DIŞ TALEP ZAYIF
Sonuç olarak, kredi maliyetleri keskin bir şekilde arttı ve tarihin en yüksek seviyelerine ulaştı. Bir yanda faizler çok yüksek, diğer yanda iç ve dış talep zayıf. En büyük dış pazarımız olan Avrupa Birliği’nde büyüme “0”. Her iki tarafın baskısı da 2024 yılında şirketlerin üzerinde büyük bir baskı oluşturacak. Burada önemli görev TCMB’ye ve Türk Eximbank’a düşüyor. İhracatçı firmalarımızın nispeten daha ucuz TL reeskont kredisine erişimlerini hızlandırmak ve kolaylaştırmak. Artan kredi maliyetleri nedeniyle oluşacak yüksek borç servisini karşılamak için şirketlerin de üzerlerine düşeni yapması gerekiyor. İş modeli, maliyet yönetimi, borç stratejisi, bilanço temizliği, işletme sermayesi yönetimi ve yatırım gibi temel konularda harekete geçmek gerekiyor.